Herculanum (Herculaneum veya Herkulaneum), eski çağda Napoli'nin doğusunda, Vezüv yanardağının eteklerinde (bugünkü adıyla Resina), iki sel suyu arasındaki eğimli arazide, suni taraçalar yapılmıştı. Bu arazi liman haline getirilmiş iki körfezle sınırlı olan dik bir burunla sona erer.
Efsaneye göre bu şehri Herakles kurmuştur. Strabon'a göre Herculanum da, Pompeii gibi Osk'larındı, sonra Etrüsklerin, Pelasgilerin ve Samnitlerin eline geçti. Roma çağında, 12 hektar genişliğinde bir alanı kaplıyordu ve Vezüv'ün M.S. 79 yılındaki püskürmesi esnasında bir çamur seli altında kaldığında, nüfüsu 5.000 - 6.000 kişiydi.
Vandalların yaptığı kazıların izleri 1711'de rastlatı sonucu bulundu; ama Elbeuf prensinin araştırmalarından sonra sit alanının kazdırılmasını Napoli sarayı üzerine aldı. Bilimsel ve sistematik çalışmalara ise 1927'de başlandı. Kaldırılması gereken toprakların fazlalığı ve arazinin sertliği yüzünden kazı çok güç oldu. Bazı tabakaların nemli ve turbalı yapısının ev eşyalarını ilgi çekici bir biçimde muhafaza etmesi sayesinde Herculanum, Eski Dünyanın en ilgi çekici şehirlerinden biridir.
Şehrin planının sekizgen olmasında, Napoli'ye yakınlığı dolayısıyla yunan etkisi olduğu sanılır. Taş döşeli yolları, kaldırımları ve büyük kapıları olan birçok insulae'nin duvarları bulunmuştur. 7 metre enindeki en büyük decumanus kıyı çizgisine paraleldir. 18. yüzyıldan itibaren kazılar yapılan forum semtinde (bazilika, curio) başka kamu yapıları ortaya çıkarılmış; kuzeybatı semti çevresinde 1500 oturma kapasiteli tiyatro, forum yakınında Julio-Claudianus zamanından burç ve marine kapısı altında Flavianus zamanından kalma hamamlar; dükkanlar ve bürolar yakınında bir palestrum; aile domus'undan çifte konut'a ve mahalli insula'ya kadar birçok ev bulunduğu saptanmıştır.
Şehir kuzeyde, bugünkü Resina'nın eteğinde uzanıyordu. Art bölgesi olmayan bir transit şehriydi; bununla beraber oldukça zenginleşmişti. Kazılarda bulunan birçok sanat eseri, şuan Napoli müzesinde sergilenmektedir.
0 yorum: